Siteye giriş yapmak istediğimizde aslında bir kitap çeviriyorduk! “Ben Robot Değilim” Testlerinin Şaşırtıcı Gizemi

‘Ben robot değilim’ kutusunu işaretlerken yandaki reCAPTCHA logosunu görmüşsünüzdür. reCAPTCHA, yıllar önce kullanılan CAPTCHA sisteminin geliştirilmiş bir versiyonudur. Bu model 2000’li yılların başında insanları robotlardan ve bilgisayarlardan ayırmak için kullanıldı. CAPTCHA modelinin modülü olan reCAPTCHA, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde geliştirilmiştir.

Bu testler, işlemin gerçekten bir insan tarafından yapıldığından emin olmak için şifre çözüyordu. Spam botlara karşı bir koruma yapılması gerektiğinden, işlemin otomatik mi yoksa manuel olarak mı yapıldığı anlaşılmıştı. Bunun için kutudaki çarpık ya da üstü çizili kelimeler gerçekmiş gibi yazılmak istenirken bu sistem sonunda ‘Ben robot değilim’ sekmesine tıklamaya dönüştü.

Geçmişten günümüze birçok belge, eski kitap ve benzeri envanterler gelse de dijital ortamda oluşturulmadıkları için el yazısıyla anlaşılması oldukça zordu. Üstelik zamanın geçmesi nedeniyle deforme olan belgeler de vardı. Bu nedenle reCAPTCHA kitap çevirme görevini üstlendi. Böylece eski kitaplardaki kusurlu sözler doğru olarak yazılmıştır.

Bu testlerden birçoğunu çözdüyseniz ve hala çözüyorsanız bir sonraki nesle yardımcı olduğunuzu söylemek mümkün. Çünkü internet kullanıcıları sayesinde metinler hatasız bir şekilde dijitale aktarılabiliyor. Ayrıca bu şekilde güvenlik gereksinimleri de karşılanmış olur. Dijital versiyona dönüştürülen metinler daha sağlıklı koşullarda muhafaza edilebilmektedir.

Google kütüphanesinde internet kullanıcılarının katkılarıyla çevrilen her metni değerli kılan ReCAPTCHA, Google tarafından satın alındıktan sonra da çok daha geniş bir alanda faaliyet göstermeye devam etti. Günümüzde bu testi hızlı bir şekilde bilmeyen ve bir kere olsun çözmeyen internet kullanıcısı yok gibidir. Google, reCAPTCHA ile yaptığı iş birliğini tüm hizmetlerinde kullanır. Bu sayede robot girişlerini ve potansiyel botların sisteme girmesini tamamen engeller. Teknoloji bu kadar gelişmemişken internet kullanıcılarının sürekli ‘Ben robot değilim’ kutucuğunu ‘Ben robot değilim’ olarak işaretlemesi oldukça komik anlara neden oldu. Ancak günümüzde bu talep oldukça yaygın.

Sadece bir kutucuğu işaretlermiş gibi görünen sistemin altında yatan mantık oldukça dikkat çekicidir. Sistem, insanları botlardan ayırmak için insanın kusurlu doğasını kullanır. Yani bir kişi ‘Ben robot değilim’ kutusunu işaretlediğinde, imleç hareketinde kesinlikle bir sapmaya neden oluyor. Botlar ise imleci düz bir çizgide hareket ettirerek herhangi bir rastgele sapma yapmazlar. Sistemin insanları botlardan ayırt etmesini sağlayan bu harika kusurdur.

Sistem bugün bulmaca mantığında ilerliyor. İnternet kullanıcılarına en çok ‘Yangın hidrantlarını işaretleyin.’, ‘Dağ ve tepe fotoğrafları seçin.’ seçenekler sunulmaktadır. Bu sayede hem görseller analiz edilmiş olur hem de kullanıcı interneti daha güvenli bir ortamda kullanır. Bazı durumlarda, bütün bir görüntü karelere bölünür ve görüntünün rastgele bir öğesinin bu çerçevelerden seçilmesi istenir. Örneğin büyük resimli bir fotoğrafta ağacın hangi kareleri içerdiğini seçip işleme bu şekilde devam etmeniz gerekiyor. Bu şekilde reCAPTCHA, büyük bir görüntüdeki nesneleri farklı şekilde tanımlar.

İnternet kullanıcı sayısı her geçen gün arttığı için reCAPTCHA analiz sayılarının da artması kaçınılmazdır. Edinilen bilgilere göre bir günde 100 milyondan fazla reCAPTCHA çözümleniyor. Artık karmakarışık sayılardan daha fazlasıyla yüklü çarpık kelimeler ve görsellerle karşılaşıyoruz. İnternetin bir inanç mekânı haline gelmesini sağlayan testler zaman içinde geliştirilmeye devam edecek gibi görünüyor. Bu sayede uygulamaların ve sistem altyapılarının kullanıcı profillerini tanımlaması daha kolay olabilmektedir. Pekala çocuklar, ‘Ben robot değilim!’ Testler hakkında ne düşünüyorsunuz?